
“KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ BAĞLAMINDA DİN-İNSAN İLİŞKİSİ” PROJESİ TANITIMI VE İLK BULGULARIN PAYLAŞIMI
Prof. Dr. Recep ARDOĞAN
GİRİŞ
1. Konu
Projenin konusu, görüldüğü üzere, Kahramanmaraş depreminde gerek bu afeti yaşayan gerekse şahit olan insanların dinle nasıl bir ilişki kurdukları ortaya koymaya yöneliktir. Bu yaparken, bazen doğa olayları olarak bazen de insan eylemlerinin sonucu olarak gerçekleşen afetleri nedenleri, sonuçları ve yapılması gerekenler açısından değerlendirmede hangi kavramları kullandıklarını ve bu kavramları doğru anlayıp anlamadıklarını [veya yerli yerinde kullanıp kullanmadıklarını] saptamaya yardım eden verilere ulaşılması; afet karşısında doğru bir toplumsal bilincin ve duyarlılığın oluşmasına katkı sağlanması da beklenmektedir.


Maraş merkezli yaşanan büyük deprem, Türkiye'yi derinden sarsmış ve bütün ülkede büyük üzüntüye neden olmuştur. Bu felaketin ardından gerek çeşitli kurumlar gerekse bireyler, sosyal medya başta olmak üzere birçok platformda duygularını, düşüncelerini ve tepkilerini dile getirmişlerdir. Bu tebliğde ilk etapta çeşitli kamu ve sivil toplum kuruluşlarının internet sayfalarında, 6 Şubat Kahramanmaraş deprem(ler)ine ilişkin olarak verdikleri mesajlar derinlemesine analiz edilecek; verilen mesajların yapı sökümü yaparak birey ve toplum olarak insanoğlunun bu afetle başa çıkma ve iyi oluş çabasında dinle ve inançla kurduğu ilişkiyi tespit edilecektir.
Çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının deprem günlerinde ne gibi roller üstlendiğini tespit etmek, eksikleri belirlemek ve olması gerekene ilişkin önerilerde bulunmak, bu çalışmanın amacı değildir. Bu çalışma da çeşitli kamu v e sivil toplum kuruluşlarının, 6 Şubat Depremi’nde internet üzerinden verdikleri mesajın içeriği ve üslubunu tahlil ederek, bu mesajların ne gibi duygu ve düşünceler içerdiğini, toplumda nasıl bir bilinç ve duyarlılık oluşturmayı hedeflediği ortaya koymaktır. Bu bilgiler, afet günlerinde din dilinin yapıcı işlevini ortaya koymaya; dinî ve millî mesajların nasıl seçilmesi gerektiğine ilişkin işaret ve imalarda da bulunacaktır.
2. Araştırmanın Yöntemi
Araştırma yöntemi olarak metin analizi ve yapı-söküm bu araştırma-
da hayli önemlidir. Çünkü bu yöntemle gerek kamu kurumlarını ge-
rekse sivil toplum kuruluşlarının afet karşısındaki ilk tepkilerinde,
olayı anlamlandırmak, yorumlamak ve soruna çözüm üretmek için
toplumsal kültürün hangi unsurlarına, hangi kavramlarına ve top-
lumda genel olarak veya çoğunlukla benimsenen hangi değerlere
bilişsel ve duyuşsal olarak dönüş yapıldığı, tüm toplumu doğrudan
veya dolaylı etkileyen katatsrofik olgu karşısında nasıl bir dil geliş-
tirdiği saptanabilecektir. Kullanılan dilin temel özellikleri, seçilen
kavramlar, düz anlamlar ve yan anlamlar, söze kodlanan/yüklenen
duyguların derinlemesine analizle tespiti, toplumumuzda bireylerin
afet karşısında nelerden moral gücü aldığını görmeyi, bunun eksi-
lerini ve artılarını görmeyi sağlayacaktır.
İnternet üzerindeki çeşitli ortamlarda verilen mesajların ve paylaşımların önemini açıklamak için bugün internetin kitle iletişim ve bilişim araçları arasında çok önemli bir yere geçtiğini, internetin insanların yaşam tarzları ve toplumsal hareketleri etkileyecek başat bir güce dönüştüğünü söylemek yeterli olacaktır. İnternet üzerindeki paylaşımlar, bazen bireyi yoğum bir haber ve bilgi ve fikir akışına maruz bırakmakta, onu her yönden sarmalayarak yönlendirmekte, ayrıca yoğun bir duygu aktarımı yaparak yaygın bir zihin kontrolü sağlamaktadır. Bu elbette, iyi niyetli ve olumlu şekillerde kullanılabilmektedir. Bu sebeple, internet sayfalarındaki özellikle de sosyal medyadaki paylaşımların içerik analizi, toplumsal zihniyetin kodlarını deşifre etme noktasında hayli önemi haizdir.
İçerik analizinde kullanılacak temel ölçüt, internet üzerinden yapılan açıklamalarda ne gibi mesajlar üzerinde yoğunlaşıldığıdır. İkinci olarak ortak mesajlar dışında, başka nelerin de söylendiği, toplumsal zihniyetin zenginliğini ve kodlarını görme bakımından değerlendirilecektir.
Metin analizlerinde, Haber ve mesajların kurgularındaki duygusallığın temel bir özellik olduğu görülüyor. Bu, depremzedelerin acı ve üzüntülerini paylaşma anlamında kanaatimizce, bir gerekliliktir. Ancak, bunun kimi zaman kimilerince bürokratik bir gereklilik şeklinde yapılması, acı ve üzüntülerin dîl (gönül)den değil dilden (sözle) paylaşıldığı izleniminin alınması, hal dili açısından bakıldığında, şüphe oluşturucudur.
1. 6 ŞUBAT KAHRAMANMARAŞ DEPREMİ VE YOL AÇTIĞI KAYIPLAR
Depremler ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 13.4’üne tekabül eden
14 milyon civarında kişinin yaşadığı 11 ili etkiledi ve devasa boyutta
can ve mal kaybına sebep oldu. Resmi rakamlara göre depremde
hayatını kaybedenlerin sayısı 50 bini, yaralananların sayısı 100 bini
geçti. Resmi hesaplamalara göre depremin toplam hasarı 103,6
milyar doları buldu. Bunun 56.9 milyar dolarını ise tek kalemde
konut hasarı oluşturdu. (Başkan, Birol,“Deprem ve Din” [yayım: 19 Temmuz 2023],
https://daktilo1984.com/d84intelligence/deprem-ve-din/ ) Kandilli Rasathanesi'nin
ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre, 6 Şubat 2023
günü, Türkiye saati ile 04:17'de Sofalaca-Şehitkamil-Gaziantep’te
yerel saatle 04.17’de 7.7 büyüklüğünde bir deprem meydana
gelmiştir. Aynı gün ilkinden depremden yaklaşık 9 saat sonra, saat 13.24’te Ekinözü-Kahramanmaraş merkezli 7.6 büyüklüğünde bir deprem daha yaşanmıştır. T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı verilerine göre, “ilk depremin merkez üssü Pazarcık (Kahramanmaraş), ikinci depremin merkez üssü Elbistan (Kahramanmaraş) olmuştur. 7.7 büyüklüğündeki deprem yerin 8.6 km derinliğinde meydana gelirken 7.6 büyüklüğündeki deprem yerin 7 km derinliğinde meydana gelmiştir.” https://deprem.afad.gov.tr/content/137 Depremler sığ odaklı olup; Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu İç Anadolu ve Akdeniz Bölgelerini kapsayan geniş bir alanı etkilemiş ve hissedilmiştir.[1]
2023 Depremleri; 1939 Erzincan ve 1999 Marmara depremlerini geride bırakarak Cumhuriyet tarihimizin en büyük kaybına yol açan afet olmuştur.[2] Deprem Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 11 ili içine alan 108.812km2 ’lik bir alanda etkili olmuştur.[3] yerbilimci Prof. Dr. Cenk Yaltırak, 1999 depreminden 3,9 kat güçlü olan Kahramanmaraş merkezli depremde ivmenin Türkiye'nin tehlike haritasında yer alan değerin üzerinde gerçekleştiğini ve bu nedenle hasarın büyük olduğunu söyledi.[4]
6 Şubat Depremleri için Haziran 2023’te yayımlanan güncel hasar verilerine göre “Kahramanmaraş depremleri nedeniyle başta Kahramanmaraş olmak üzere depremden etkilenen Hatay, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Osmaniye, Adana ile 11. il olarak eklenen Elazığ illerinde olağanüstü hâl ilan edilmiş, daha sonra alınan kararla Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman illeri de afet bölgesi olarak ilan edilmiştir.” Öncü raporlarda, özellikle ilk tespitlerde 11 ilde doğrudan etkilenen insan sayısı 2022 yılı TÜİK nüfus verilerine göre 14.013.196 kişi olarak kaydedilmiştir. Bu nüfus, ülke demografisinin yüzde 16,4’üne karşılık gelmektedir.[5]
Depremin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükü içerisinde en önemli bileşenini yüzde 54,9 oranıyla konut hasarı oluşturmaktadır (1.073,9 milyar TL/56,9milyar dolar). İkinci ağırlıklı hasar kalemi ise kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkımdan oluşmaktadır (242,5 milyar TL/12,9 milyar dolar). Konut hariç özel kesim hasarı ise (222,4 milyar TL 11,8 milyar dolar) bir diğer önemli hasar kalemidir. Bu kalem içerisinde imalat sanayii, enerji, haberleşme, turizm, sağlık ve eğitim sektörleri, küçük esnaf ile ibadethanelere ilişkin hasar yer almaktadır.[6]
Depremlerin ardından; 8 Şubat 2023 – 6785 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde 3 ay süreyle 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 3. Maddesinin 1. Fıkrası kapsamında tabii afet nedeniyle Olağanüstü Hal ilan edilmiş; bu karar 9 Şubat 2023 tarihli TBMM Genel Kurul kararıyla onaylanmıştır.
“Bu depremlerin etkilediği bölgede 20 Şubat 2023 saat 20.04’te merkez üssü Hatay Yayladağı olan Mw 6.4 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiştir.[7]
Depremde can kaybı resmi rakamlara göre elli binin üzerindedir. AFAD tarafından 21 Şubat 2023 tarihinde yapılan açıklamaya göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 42.310 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.[8] 22.04.2023 tarihinde TRT Haber’in verdiği b ilgilere göre rakam, 50 bin 783'e yükselmiştir.[9]
2. İNTERNET SAYFALARINDA BİRLİK VE DAYANIŞMA KÜLTÜRÜ
Deprem günlerinde çeşitli kuruluşlarında internet sayfalarında ve sosyal medya paylaşımlarında öne çıkan değerlerden biri, birlik beraberlik ve millet olma bilincidir. Verilen mesajlarda, ülkemiz tüm insanlarının bir millet olduğu, afet karşısında tek yürek olarak hareket edildiği ve edilmesi gerektiği sıkça vurgulanmıştır.
2.1. PAYLAŞILMIŞ ORTAK KİMLİK KURMA
Deprem günlerinde çeşitli kuruluşlarında internet sayfalarında ve sosyal medya paylaşımlarında öne çıkan değerlerden biri “paylaşılmış ortak kimlik kurma”dır. “Paylaşılmış ortak kimlik kurma” kitle psikolojisi alanında çalışmaları bulunan sosyal psikolog John Drury’nin isimlendirdiği bir kavramdır. Ortak kimlik bilinci, toplumu oluşturan inanç ve teorik temeldir. Bunun en önemli pratiği sosyal kurallara uymak ve dayanışma ve yardımlaşmadır. Katastrofik zamanlarda tüm toplumun duyarlılık göstermesi ve dar-zorda olanlara el uzatması, onların ihtiyaçlarını karşılamak için yardım etmesi, bunun için organize olmasıdır. Depremin ilk zamanlarında, çeşitli kuruluşların mesaj ve açıklamalarında toplumumuzun bu konuda iyi bir sınav verdiğini görebiliriz. Bu konuda aşağıdaki tespitler oldukça önemlidir.
“6 Şubat’tan sonra, özellikle ilk hafta oraya akan gönüllü yardımı, her türlü toplumsal-politik-dini bölünmenin üzerindeydi. Bu çok sağlıklı bir şey, bu daha önce de oldu. Ortaklaşmış bir kimlik oluştu ve bu kimlik, bireysel farkların ötesinde bir uzlaşma kimliğiydi. Bunun geçici olduğunu da tahmin ediyorduk ve hakikaten bir noktada sona erdi. Depremin ilk günlerindeki ağır üzüntünün zamanla azalmasını beklediğimiz gibi, toplumdaki derin bölünmüşlük ve kutuplaşma nedeniyle, deprem üzerinden kurulan ortak kimlik de hızla zayıfladı. Bu nedenle bu paylaşılan ortak kimliği önceden, henüz afete hazırlık aşamasında oluşturduğumuzda bu dayanıklılık kapasitesini ve depremin etkileriyle baş etme çabalarını çok yüksek düzeye çıkarır."[10] Ortak kimlik kurma, insanın sosyal bir varlık olmasının altındaki temel fıtrî özelliklerden biridir ve empati gücünü artırır.
2.2. Kardeşlik Mesajı
Pek çok kamu kurumu ve sivil toplum kuruluşu, sorumluluk hissederek dayanışma mesajı vermişler, dayanışmanın içerdiği birlik ve kardeşlik değerlerini bu mesajlarda öne çıkarmışlardır. Örneğin Yardımeli Derneği, yayımladığı sayfayı “Deprem Büyük, Acı Büyük, Kardeşliğimizin Büyüklüğü ile başaracağız” şeklinde başlıklandırmıştır.[11]
Benzer mesajlar hemen hemen bütün kamu ve sivil toplum kuruluşlarının sayfalarında yer almaktadır.[12] Vakıfların gerek mesajları gerekse çeşitli alanlardaki çalışmaları, deprem sonrasında toplumun bir araya gelmesine ve dayanışma içinde olmasına katkı sağladığı ve amacına ulaştığı söylenebilir. Vakıflar toplumun duyarlılıklarının mücessem hale gelmiş, kurumlaşmış şeklidir. Vakıflar gibi bireyler de de sosyal medyadaki paylaşımlarında birlik ve beraberlik içinde bu zorlu süreci aşmak istediklerini ifade etmişlerdir. Sosyal medya, insanların bir araya gelerek destekte bulunmalarını sağlamış, birlik ve beraberlik mesajlarının yayılmasına katkıda bulunmuştur.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer resmî kurumlar, toplumsal kutuplaşmayı besleyebilecek bir üslup ve argüman kullanmaktan özenle kaçınarak, tesanüt ve kenetlenmeye tüm toplumsal unsurları ve kurumları konsolide etmiştir.[13]
Olayın gösterdiği en önemli gerçeklik ilk olarak toplumun geneli, olayları dinî ve millî bilinçle ve duyuş tarzıyla anlamlandırmakta ve yorumlamaktadır. Dinin bireyin ve toplumun hayatındaki yerine ilişkin çok farklı açıklamalar olsa da hala önem ve belirleyicilik noktasında en başta gelen zihniyet ve yaklaşım kaynağı dinî ve millîdir; en üstte yer alan tüm halkımızın “ortak kimlik”idir.
2.3. Yardım Kampanyaları
Kardeşlik mesajları, derinlemesine analiz edildiğinde, tüm ülke halkının depremden etkilenen insanlarla duygusal bir bağ kurarak maddi ve veya manevi çeşitli şekillerde yardım etmeleri gerektiği anlamına gelir. Bu inanç, duygu ve düşünce atmosferinden sonra eylem gelmektedir. Nitekim, ivedilikle ve açık biçimde yardım kampanyaları da düzenlenmiştir.
Çeşitli kamu veya sivil toplum kuruluşlarının, elbette bireysel çabalar da söz konusudur, tüm toplumunun deprem bölgesine yardım için seferber olmasına öncülük ettiği görülmüştür. İnternet sayfalarında deprem bölgesine yardım adına yapılanların dökümünün verilmesi, bir yandan depremzedeleri yalnız bırakmamakla tüm toplumun ümit verici bir bilince ve duyarlılığa sahip olduğunu dile getirmekte, diğer yandan da insanları yardımseverliğe teşvik etmektedir. Bu aslında Kur’an-ı Kerim’de “…İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. …”[14] ayetiyle emredilen husustur.
Diyanet İşleri Başkanlığı da hutbelerde – ki bunlar resmi sayfasında yayımlanmaktadır- Müslümanların kardeşliği ve bu kardeşliğin hukuku olarak depremzedelere yardım etme gereği üzerinde temel olarak seçilmiştir. Depremden dört gün sonra 10 Şubat 2023 günü okunan ilk Cuma hutbesinin teması, "Gün, Milletçe Kenetlenme Günüdür" şeklindedir. Hutbede Müslümanların kardeşliği vurgulanmakta, birbirinin acılarını paylaşmaya, dayanışma ve yardımlaşamaya teşvik edilmekte. “Maddi ve manevi bütün imkanlarımızla kardeşlerimizin yanında olalım.” denilmektedir.[15]
24 Şubat 2023 günü okunan “Kardeşlik, Dayanışma ve Dua Vakti” başlıklı hutbe bir ayet ve bir hadisle başlar. “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; bölünüp parçalanmayın.”[16] ayeti ve “Kim bir kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir.”[17] hadisi ile dayanışma ve yardımlaşmaya teşvik bir kez daha tekrarlanmıştır.[18]
3 Mart 2023 tarihli "Müslümanlar Birbirinin Umududur" başlığını taşıyan örnek hutbede birlik-beraberlik ve dayanışmayı hem de umutvar olmayı aşılamaya yönelik; imkânı olanlar ihtiyaç sahiplerine el uzatarak onlar için umut olmaya sevk etmektedir.[19]
Önemli bir husus da bazı kurumların çözüme odaklanarak sorunlara cevap bulma çabasıdır. Din İşleri Yüksek Kurulu’nun, içerisinden geçmekte olduğumuz olağanüstü şartlar nedeniyle, vatandaşlarımız tarafından yoğun bir şekilde yöneltilen “Fıtır sadakasının Ramazan ayından önce verilmesi caiz midir?” sorusuna verdiği cevap, bunun çarpıcı bir örneğidir:
“Fıtır sadakasının Ramazan ayı içerisinde verilmesi müstehap olmakla birlikte Hanefi mezhebine göre Ramazan ayından önce verilmesi de caizdir. Dolayısıyla fitre vermesi gereken kimseler, doğal afet gibi hallerde fitrelerini Ramazan ayından önce de verebilirler.” cevabını verdi.[20]
Farklı konularda yardım arayışı ve destek verenler söz konusu olmuştur, bunlardan biri, deprem bölgesine ilk etapta akla gelmeyen farklı kalemlerde yardımlar, haberleşme ve bilgi alışverişi, örneğin haber alınmayanların listesinin hazırlanmasıdır.[21] Yine çocukları ve yetimleri himaye; onlara manevi destek sağlama, dikkat çekici çalışmalardandır. Aşağıdaki spotlar, bu çalışmaların birer ifadesidir:
“Depremin yetimlerini sahipsiz bırakmıyoruz.”[22]
“Depremden Etkilenen Çocuklar İçin Bağış Yap”[23]
2.4. Yardımlaşma haberlerinin kurgusu ve sunumu
Çeşitli kuruluşlarının bağışçıları bilgilendirmek ve halkı deprem bölgesine yardıma teşvik etmek amacıyla yardım faaliyetlerine ilişkin haberler yaptığı görülmektedir. Yine medya toplumda oluşan birlik beraberlik duygusu, yardımseverlik köprüleri ve sinerjiyi, yardım haberleriyle canlı tutmaya çalışmışlardır. Haberlerde, örnek alınması gereken fedakarlıklar, duygularında taşıyıcısı olan bir dille sunulmuştur. Örneğin, İHH’nın 09.03.2023 tarihli sayfasında, İHH deprem bölgelerinde 7 bin 21 arama kurtarma görevlisi ve yardım gönüllüsü ile çalışıyor demekte; Ayrıca, bin 100 adet konteynerin kurulumu için çalışmaların sürdüğü, 5,3 milyon ekmek, 1,5 milyon sıcak yemek dağıtımı yapıldığı söylenmektedir.[24]
6 Şubat Depremi üzerinde kamu ve sivil toplum kuruluşlarının sayfalarında yer alan açıklamalar, halk katmanında afetzedelerle kurulan samimi duygudaşlık, onların acı ve üzüntülerini paylaşma ve onlara çeşitli şekilde yardım etme konusundaki gayretlerin yansıdığı değerlendirmesi yapılabilir. Depremzedelerle duygudaşlık kurulduğu, insana değerin ve sevgi dilinin öne çıkartılmaya çalışıldığı söylenebilir.[25] Bu durumda depremle ilgili şu tespitin de altı çizilmelidir:
“Depremin ortaya çıkarmış olduğu diğer bir husus vatandaşlar arasında birlik ve beraberlik algısını güçlendirici özellikler taşımasıdır. Hayırseverlik ve yardımlaşma üzerinden ilerletilen bu çabanın sivil bir girişim özelliği taşıması da toplumsal insani dayanışma bağlarının güçlü oluşuyla ifade edilebilir.”[26]
Depremin ilk saatlerinden itibaren bölgeden uzakta veya yakın yerlerde tüm halkın yardım için seferber oluşu, salt yardım kuruluşlarının çabasına bağlanamaz. Bu, halkımızın iyilik, diğerkamlık ve yüce gönüllüğünü göstermektedir. Bu sebeple, halkın yardım çabalarının, organizasyon faaliyetlerini de aşacak boyuta vardığı görülmüştür.[27]
Diğer yandan, büyük firmaların reklam amaçlı veya halktan ayrı düşmemek üzere bağışta bulunmaları; normal zamanlarda bu ülkenin nimetlerinden en çok kazanç sağlayanların katastrofik anlarda zoraki yardımda bulunmaları da medyada gündeme gelmiştir. Örneğin, Haluk Levent, vergiden muafiyet sağlayan ‘kamu yararına çalışan dernek statüsü’ almayı istemediklerini vurgulayarak gerekçesini şöyle açıkladı: “Ahbap fazla bağış toplama derdinde olmadığı için özel statüde olmak istemiyoruz. AHBAP’ta para diye bir şey yok. Ben altı yılda 1,5 milyar dağıttım ama parayı görmedim. Bu konuda eleştiri alabilirim, belki gaf da yapabilirim ama vergiden düşerek yapılacak yardımı ben istemiyorum. Bağış yapanlar gönlünden koparak versinler, vergiden düşsün diye değil. O yüzden başvuruda bulunmadım, bulunmayı da düşünmüyoruz.[28]
3. İNTERNET SAYFALARINDA UMUT
Umut, insanın en önemli motivasyon kaynağıdır. Kamu ve sivil toplum kuruluşlarının deprem döneminde toplumun moralini yüksek tutma, çaba göstermeye teşvik etmeye yönelik umut mesajları verdikleri de görülmektedir. Örneğin, depremin ilk günlerinden itibaren cuma hutbelerinde, Allah inancının umut aşılayıcı ve gayrete sevk edici yönünü yansıtmıştır. Deprem haftasındaki hutbede, “Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “ ( فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۙ اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۜ ) Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Muhakkak her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır”[29] denilerek[30] inanç ve çaba ile problemin üstesinden gelineceği vurgulanmaktadır. İnşirah suresi, her ne kadar bazı siyer kitaplarında olağanüstü bir olay olarak anlatılsa da aslında, suresinin ismine (içi açılma, göğsün ferahlaması) paralel biçimde müminlerin her çağda ve her yerde göğüslerini ferahlatmak ve iyi oluş için rehberlik eden bir mesajdır.
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 17 Şubat 2023 tarihli Miraç Gecesiyle ilgili hutbede, “Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i, ömrünün hüzün senesi olarak bilinen çok zor bir döneminde Miraç Hâdisesiyle teselli etmişti.” denilerek miraç gecesini ilahi rahmet ve sekinet vesilesi yapmak gerektiği; Allah’ın yardımına iltica için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.[31]
İnsanın bir umut arayışı ve karanlıkta hissettiği zamanlarda tünelin ucunda bir ışık görmek istediği , umut arayışında olduğu anlarda en büyük umut kaynağı ve cesaret veren ışık inancında yer almaktadır. Özellikle büyük kitlelerin etkilendiği afet zamanlarında, din ve inanç, kamu vicdanı ve maşeri şuur oluşturmakta, toplum dini ortak bir payda olarak diğer insanlarla arasında ortak bir payda olarak dini kavramlar, değerler ve ilkelerden destek almakta ve destek vermektedir.
Çeşitli kamu ve sivil toplum kurum ve kuruluşlarının internet sayfalarına yansıyan bir noktada deprem zamanında, kimi art niyetli ya da teyit edilmeden aceleci şekilde yapılmış; korku ve panik süreçlerini yeniden üreten; yardım dağıtırken ayrımcılık yapmaya teşvik eden veya ayrımcılık yapıldığını iddia eden paylaşımların olumsuz etkilerini giderme çabasıdır.[32]
Din görevlilerinin deprem şehitlerinin cenaze ve defin işlemleri için soluksuz çalıştığı bilinmektedir.[33]
4. PSİKOLOJİK VE DİNÎ REHBERLİK DESTEĞİ
Depremzedelere maddi yardımların yanında psikolojik ve manevi desteğin de afetle başa çıkma ve iyi oluş noktasında önemli bir yeri vardır. Çeşitli kurum ve kuruluşların internet sayfalarında bu alanda verilen desteklere dikkat çekilmiştir. Bu konuda DİB dinî rehberlik uzmanlarıyla başta gelmektedir.[34] Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın, Yeşilay'ın ve bazı sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda çabaları olmuştur.[35]
Bazılarınca manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetinin anlaşılmadığı veya psikolojik hizmetin dinî-manevi temelde olmasının tenkit edildiği de görülmektedir. Örneğin bir yaklaşıma göre, "Türkiye’deki sorun psikolojik hizmetlerle dini hizmetler karıştırılması oldu. Tabii ki herkesin dini inancına göre hizmet alması gerekir ama profesyonel psikolojik hizmetin dini olarak sunulmaması gerekir.”[36] Ancak, bu yaklaşım, kanaatimizce, çok bencilcedir; her şeyi seküler perspektiften yorumlamanın mutlak doğru olduğu şeklinde tekelci ve hegemonik bir tavırdır. Manevi danışmanlık ve rehberliğin de ayrı bir bilim dalı olduğunu görmezden gelen bakıştır. Bakış açıları farklı olabilir ama görmezden gelme bir bakış açısı değildir.
5. DEPREME KARŞI BİLİM TEMELİNDE TEDBİR UYARILARI
Deprem bağlamında ilim adamları, doğal afet ile yol açtığı acı sonuçları ayrı şeyler olduğuna dikkat çekmişler; sonuçların ağır bilançosunun insanların hatalarından kaynaklandığını vurgulamışlardır. Bu konuda tema vakfının açıklamaları, İslam ilimlerinden uzman kimselerce de paylaşılmaktadır:
“Sonuç olarak deprem, sel gibi doğal olaylar elbette önlenemez. Ancak unutmayalım ki bu doğal olaylar insan hatalarıyla felaketlere dönüşüyor. Dolayısıyla bu olayların yıkıcı etkileri bilimsel veriler ışığında alınan kararlarla azaltılabilir veya kontrol altında tutulabilir”[37]
Deprem günlerinde, dinî referanslı oluşumlar, deprem dirençli şehirler inşa etmeyi sağlayan bilimsel bilgilerin ve teknolojilerin üretildiği günümüzde, depreme karşı önleme dinden teşvikler bulmaya ve bu konuda insanın sorumluluk bilinci aşılamaya çalışmışlardır. Bazen afetlerin bazen de afet neticesinde meydana gelen acıların, insan akıl, irade, öznelik ve sorumluluğunu yok sayarak tamamen kadere yüklemenin doğru olmadığına dikkat çekilmiştir.[38]
Dini bakış açısı bilimsel bakış açısına karşıt veya onunla çelişki içinde değildir. Ancak ülkemizde gözlemlediğimiz önemli bir husus, kitabî dindarlık diyebileceğimiz ilahiyatçılar ve diyanet camiası ile halk tabakası arasında önemli bir zihniyet farkının varlığıdır. Halk, önemli ölçüde, kader, tevekkül, teslimiyet, sabır ve sebat kavramlarını, sorumluluktan kurtulmak ve sorumluları kurtarmak için bir araca dönüştürmektedir. Oysaki ilahiyat camiası bunun tam karşısında konumlanmakta, kaderin mazeret ve bahane üretmek için kullanılamayacağını; bilimin açıkladığı düzen ve sebeplilik kanununun kaderin içinde bir parçası olduğunu; insanın bilim üretmek ve bilimsel bilgiyi kullanmak için akıl, irade gibi yeteneklerle donatıldığını, “kader”in “nemelazımcılık” ve “tevekkül”ün “atalet” olarak okunamayacağını vurgulamakta; tedbirsizlik ve kasıtlı yanlışlar sebebiyle yaşanan ağır hasar ve kayıpların sorumluluğunun olduğuna dikkat çekmektedirler. Mehmet Akif Ersoy’un eleştirdiği kader, tevekkül ve duyarsızlık ve idealsizlik gibi sorunlar, halk katmanında hala hükümferma durumdadır. İnsanların dine yönelttiği tenkitlerin en önemli nedenlerinden biri bu yanlış anlayış ve algılamalar olduğu görünmektedir.
DİB Din İşleri Yüksel Kurulu’nun bir açıklamasında insanın Rabb’ine, kendisine ve topluma karşı olduğu gibi doğaya karşı da çeşitli sorumlulukları olduğu ifade edilmekte; Rûm 30/41. ayetine atfen doğaya zarar verildiğinde bundan insanoğlunun da zarar göreceği vurgulanmaktadır.[39] TEMA Vakfı’nın, 07.04.2023 tarihli internet sayfasında, Vakfı’n Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’ın şu sözlerine yer verilmektedir:
“Yumuşak zeminli bu topraklar üzerinde üstün kamu yararına ve şehircilik ilkelerine aykırı bir şekilde yapılan yapılaşmalar yaşanan felaketin boyutunu artırmıştır. Yapıları yerle bir ederek bir felakete dönüşen depremlerin acı sonuçlarında müteahhit kusuru, mühendislik hatası, eksik veya kötü malzeme seçimi elbette etkilidir. Tüm bu etkilerin yanında, planlama esaslarına uygun olmayan kentsel gelişme alanlarının yerle bir olması, hatalı arazi kullanım kararlarıyla depremin ilişkisini diğer nedenlerden daha açık biçimde ortaya koymuştur. Ülkemizde yaşanan bu felaket, arazi kullanımlarının bilimsel kriterler dikkate alınarak ve şehircilik ilkelerine uygun biçimde planlanmamasıyla yakından ilişkilidir” diye konuştu[40].
İnsanın doğa üzerindeki tasarrufları ile doğal afetler veya bu afetlerin sonuçları arasındaki ilişkinin göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret edilmektedir:
“İnsanoğlu tabiatın doğal işleyişinden kaynaklanan birtakım afet ve sıkıntılarla karşılaşabileceği gibi kendi ihmal ve hatalarının acı neticeleriyle de yüzleşmek durumunda kalabilmektedir. İnsanoğlu dünyada ebedi hayatına hazırlanacağı bir imtihan sürecindedir.”[41]
Kanaatimizce, bu ifadelerde yapılması gereken eksik ve yanlış verilmiştir. Musibet karşısında insan, sabır ve metanetini korumaya çalışırken, kim ya da kimler olduğuna bakmaksızın sorumluları da tespite, hak ettikleri cezayı almaları için hukuk devletinin mekanizmalarını işletmeye çalışmalıdır. Cezanın hem insanların yapılanın karşılığını görmesini sağlama hem de önleyici yönü ihmal edilmemelidir. Sabır kadar adalet adına yapılması gerekenler de duruma göre bireysel ve toplumsal yükümlülüklerdir (Farz-ı ayn v e farz-ı kifâye). Metinde, Allah Teâlâ’nın kullarını farklı nimetlerle de musibetlerle de sınayacağının haber verildiğine, afet ve hastalık gibi süreçleri Allah’a yönelerek sabır ve teslimiyetle karşılayanların müjdelendiğine (Bakara 2/155) dikkat çekilmektedir.[42] Ancak, sabır ve metanet telkinleri gerekli olduğu kadar da zarar verici olabilir. Çünkü, depreme karşı dirençli şehirlerin inşa edilebildiği bir çağda insanların, büyük meblağlar ödedikleri lüks konutların depremde yıkılmasının sabır ve metanet gerektiren yönü kadar sorgulama gerektiren yönü de vardır. Kanaatimizce halkımız, özellikle de eski kuşaklar, son derece sabır ve metanetlidir. Yine de sabır ve metanet aşılayan sözlere ihtiyaç vardır. Ancak toplum olarak sorgulamadan uzak olmak daha önemli bir handikaptır. Çünkü Allah Teala, adalet kavramını katına çekmiş ve insanlardan saklamış değildir. Aksine Allah’ın gönderdiği her peygamber, tevhit ilkesi yanında adalet ilkesini de yeniden yeniden vaz’ ve vaaz etmiştir. Dolayısıyla DİB ve ilahiyat fakülteleri gibi kurumların, toplumları sorgulamaya yönlendirmesi, ihmale gelmek bir sorumluluk ve rehberlik konusudur. Ayrıca, insanların musibetle başa çıkma ve iyi oluşlarında adaletin tecelli ettiğini bilmeleri de önemli bir basamaktır.
SONUÇ
Maraş depremi, Türkiye'nin en büyük doğal afetlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Böylesi bir depremin ardından, toplumsal davranış ve toplum desteği, bireylerin metanet ve dayanıklılığını, afetle başa çıkış ve iyi oluş sürecini derinden etkiler. Dahası, aile ve arkadaşlarda hatta kendilerini tanımayan ama uzak yerlerden kendileri için gelen gönüllülerden ve görevlilerden gelen destek, yalnızlık, çaresizlik ve umutsuzluk gibi duyguları aşmaya, üzüntü ve kaygılarını hafifletmeye yardımcı olur. Travmatik olayların üstesinden gelmede ortak kimlik, ortak hissiyat ve sosyal bağların önemli işlevi vardır. Çoğu kez insanlar yardım ve destek sağlamak için bir araya geldikçe, etkilenen insanlar ve sosyal gruplar arasında işbirliği duygusu artar. Bu dayanışma, ihtiyaç maddelerini paylaşma; acı, üzüntü ve kaygıları paylaşma; yardım çabalarını organize etme gibi çeşitli biçimlerde olabilir. Toplumsal davranış ve toplum desteği söz konusu olduğunda gerek kamu gerekse sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir.
Toplum, deprem bölgesinde ihtiyaç duyulan maddelerin tespit edildiğini, organize bir şekilde toplanıp yerlerine ulaştırıldığını gördükçe ve toplumsal bir duygudaşlık oluştuğunu hissettikçe, yardım etme isteği daha da artar. 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nden sonra çeşitli kurum ve kuruluşların internet sayfaları incelendiğinde, bu konuda topluma kılavuzluk rolünün verilen mesajlara yansıdığı tespit edilmiştir.
Maraş depremi sonrası derneklerin yaptığı paylaşımlar, hem afetzedelerin ihtiyaçlarının karşılanmasında hem de toplumdaki dayanışmanın güçlenmesinde önemli bir rol oynadı. Sosyal medyanın bu süreçte etkili bir iletişim aracı olarak kullanılması, sivil toplumun afet yönetimindeki önemini bir kez daha ortaya koydu.
Maraş merkezli yaşanan büyük depremin ardından devlet kurumları, sivil toplum örgütleri, uluslararası kuruluşlar ve özel sektörden birçok kuruluş, sosyal medya başta olmak üzere çeşitli platformlarda mesajlar paylaşmış, dayanışma çağrısında bulunmuş ve yardım kampanyaları başlatmıştır.
Farkındalık, duyarlılık ve dayanışma isteği oluşturma: Derneklerin paylaşımları sayesinde depremin etkileri ve ihtiyaçlar daha geniş kitlelere ulaştı. Derneklerin paylaşımları, toplumdaki dayanışma duygularını güçlendirerek birlik ve beraberlik duygusunu artırdı.
Yardım Çağrıları: Dernekler, afet bölgesindeki ihtiyaçları belirleyerek acil yardım malzemeleri, gıda, kıyafet gibi ihtiyaçların karşılanması için bağış çağrılarında bulundular. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar sayesinde büyük miktarda bağış toplandı.
Gönüllü Çağrıları: Deprem bölgesinde çalışan gönüllülere destek olmak için yeni gönüllüler arandığına dair paylaşımlar yapıldı. Deprem bölgesinde çalışmak isteyen gönüllüler, derneklerin paylaşımları sayesinde kolayca ulaşabilecekleri platformlara yönlendirildi.
Bilgilendirme: Deprem bölgesindeki son durum, yardım ulaştırma noktaları, ihtiyaç duyulan malzemeler gibi konularda vatandaşları bilgilendirmeye yönelik paylaşımlar yapıldı.
Psikolojik Destek: Depremden etkilenenlerin yaşadığı psikolojik zorluklar üzerine dikkat çekilerek, bu konuda destek veren projeler hakkında bilgi verildi.
Şeffaflık: Toplanan bağışların nereye ve nasıl harcandığı konusunda düzenli olarak bilgi verilerek, bağışçıların güvenini kazanmaya çalışıldı. bağışçıların güveni kazanılarak daha fazla bağış yapılmasına katkı sağlandı.
Hızlı Hareket: Sosyal medya sayesinde yardım çağrıları hızlı bir şekilde yayıldı ve yardım malzemeleri daha kısa sürede afet bölgesine ulaştırıldı.
Sivil Toplumun Rolünü Güçlendirme: Deprem gibi büyük felaketlerde sivil toplumun önemi bir kez daha ortaya çıktı. Derneklerin paylaşımları, sivil toplumun afet yönetimindeki rolünü güçlendirdi.
SONNOTLAR___________________________________
[1] “TMMOB 6 Şubat Depremleri 8. Ay Değerlendirme Raporu” [yayım tarihi: 23.02.2023], s. 3, www.tmmob.org.tr/sites/default/files/mo06022023depremtespit.pdf
[2] Balaban, Meltem Şenol, “Türkiye’nin Afetler Tarihinde Bir Milat Olarak 6 Şubat Depremleri”, https://yillik.kizilayakademi.org.tr/turkiyenin-afetler-tarihinde-bir-milat-olarak-6-subat-depremleri/#:~:text=1%20AFAD%20
[3] “06 Şubat 2023 Kahramanmaraş (Pazarcık ve Elbistan) Depremleri Saha Çalışmaları Ön Değerlendirme Raporu Deprem Dairesi Başkanlığı 24 Şubat 2023” https://deprem.afad.gov.tr/content/137
[4] "Marmara'dan 3,9 kat daha güçlü bir deprem" , https://www.haksozhaber.net/marmaradan-39-kat-daha-guclu-bir-deprem-160240h.htm
[5] Bu nüfusun 13.553.283 kişisi (toplamın yüzde 96,7’si) il ve ilçe merkezlerindeki ikamet ederken, kalan kısım belde ve köylerde yaşamaktadır (459.913 kişi ve toplamın yüzde 3,3 - büyükşehirlerin kırsal mahallelerdeki nüfus hariç). Ayrıca bu nüfusun bir kısmının (1.738.035 kişi) geçici koruma kapsamında deprem bölgesinde geçici koruma kapsamında ikamet eden göçmen nüfusundan oluştuğu bilinmektedir. Balaban, Meltem Şenol, “Türkiye’nin Afetler Tarihinde Bir Milat Olarak 6 Şubat Depremleri”, https://yillik.kizilayakademi.org.tr/turkiyenin-afetler-tarihinde-bir-milat-olarak-6-subat-depremleri/#:~:text=1%20AFAD%20 ; “T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”, s.4, https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2023/03/2023-Kahramanmaras-ve-Hatay-Depremleri-Raporu.pdf
[6] “T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”, s. 10, https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2023/03/2023-Kahramanmaras-ve-Hatay-Depremleri-Raporu.pdf
[7] Balaban, Meltem Şenol, “Türkiye’nin Afetler Tarihinde Bir Milat Olarak 6 Şubat Depremleri”, https://yillik.kizilayakademi.org.tr/turkiyenin-afetler-tarihinde-bir-milat-olarak-6-subat-depremleri/#:~:text=1%20AFAD%20
[8] “TMMOB 6 Şubat Depremleri 8. Ay Değerlendirme Raporu”, [yayım tarihi: 23.02.2023], www.tmmob.org.tr/sites/default/files/mo06022023depremtespit.pdf
[9] “Depremde can kaybı 50 bin 783” [yayım tarihi: 22.04.2023], https://www.trthaber.com/haber/gundem/depremde-can-kaybi-50-bin-783-762132.html
[10] Nebi Sümer, 6 Mart 2024 tarihli "Afetlere karşı dayanıklı bir toplum nasıl oluruz?" https://sarkac.org/2024/03/afetlere-karsi-dayanikli-bir-toplum-nasil-oluruz/
[11] “Deprem Büyük, Acı Büyük, Kardeşliğimizin Büyüklüğü ile başaracağız” https://yardimeli.org.tr/deprem-buyuk-aci-buyuk-kardesligimizin-buyuklugu-ile-basaracagiz-tr-1216.html
Aynı derneğin yayımladığı başka bir sayfada şu mesaj yer almaktadır:
Depremden etkilenen ailelerin yanında olmak, onlara umut ve gelecek olabilmek amacıyla “Kardeşlik Köprüsü” kuruyoruz.
Depremde işini kaybeden, oturacak bir evi olmayan ve herhangi bir geliri(çalışan veya emekli maaşı olmayan) bulunmayan ailelerle kardeş aile oluyoruz. İlk etapta bağışçılarımızdan 1 yıl düzenli taahhütlerin alınacağı projede, bir yılın sonunda devam etmek isteyen bağışçılarımız süreyi uzatabilmektedirler.” “Deprem mağdurlarına kardeş aile olur musunuz?”, https://yardimeli.org.tr/deprem-magdurlarina-kardes-aile-olur-musunuz-tr-1218.html
Vehbi Koç Vakfı (VKV) 13.06.23 tarihli 2022 Yılı Faaliyet Raporu da “6 Şubat 2023’te deprem felaketiyle sarsıldık. Tarifsiz bir acı içinde, yastayız… Bu zor dönemi, yaralarımızı birlik ve dayanışma ruhu içinde sararak aşacağımıza gönülden inanıyor; yarınlara umut olmak için çalışıyoruz.” şeklinde soyut bir mesajla bağlamaktadır. www.vkv.org.tr/uploads/faaliyetraporlari/pdf/VKV%2013.6.23.pdf
[12] Örneğin bk. “Deniz Feneri Derneği Personel ve Gönüllüleriyle Deprem Bölgelerinde!” [Yayım tarihi: 10-02-2023], https://www.denizfeneri.org.tr/haberler/deniz-feneri-dernegi-personel-ve-gonulluleriyle-deprem-bolgelerinde_4830/
[13] Bk. Başkan, Birol, Deprem ve Din [yayım tarihi: 19 Temmuz 2023], https://daktilo1984.com/d84intelligence/deprem-ve-din/
[14] Mâide 5/20.
[15] "10 Şubat 2023 - Cuma Hutbesi", https://www.diyanethaber.com.tr/10-subat-2023-cuma-hutbesi
[16] Al-i İmrân 3/103.
[17] Müslim, Birr, 58.
[18] "24 Şubat 2023 - Cuma Hutbesi", https://www.diyanethaber.com.tr/24-subat-2023-cuma-hutbesi#_edn2
[19] "Müslümanlar Birbirinin Umududur" [yayımlanma tarihi: 02.03.2023 - 16:47], https://www.diyanethaber.com.tr/3-mart-2023-cuma-hutbesi#_edn2
[20] Din İşleri Yüksek Kurulu: “Fitrelerinizi, deprem mağdurlarına Ramazan ayından önce verebilirsiniz” [Yayımlanma tarihi: Şubat 2023] https://tdv.org/tr-TR/din-isleri-yuksek-kurulu-fitrelerinizi-deprem-magdurlarina-ramazan-ayindan-once-verebilirsiniz/
[21] Örneğin Bk. https://gunlukburcyorumlarim.com/hatay-antakya-haber-alinamayanlar-listesi/
[22] “Deprem Mağdurlarına Kardeş Aile Olur Musunuz?”, https://yardimeli.org.tr/deprem-magdurlarina-kardes-aile-olur-musunuz-tr-1218.html
“Deprem Bölgesinde Okul Heyecanı” başlıklı sayfada (ts.), çocukların kırtasiyede dahil olmak üzere çeşitli ihtiyaçlarının karşılandığı anlatılmakta ve “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının arkasından başa kakıp incitmeyenler için Rablerinin katında özel karşılık vardır. Artık onlar için korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.” (Bakara 2/262)” ayetine atıflar insanlar yardımseverliğe teşvike dilmektedir. www.sefkateli.org.tr/tr/deprem-bolgesinde-okul-heyecani
Aynı dernek Hatay’da çadırkent kurduğuna ilişkin haberi (ts.) “Yaraları Birlikte Saracağız” spotuyla bitirmektedir. https://www.sefkateli.org.tr/tr/sefkat-eli-hatayda-cadir-kent-kurdu
Diğer bir sayfa ise “Çocukları Unutmadık Pamuk Şeker ve Oyuncak Dağıttık” başlığını taşımaktadır. “Çocukları Unutmadık Pamuk Şeker ve Oyuncak Dağıttık” www.sefkateli.org.tr/tr/cocuklari-unutmadik-pamuk-seker-ve-oyuncak-dagittik
23 Şubat '23 tarihli açıklamada, Darüşşafaka Cemiyetinin, iş bankasının desteğiyle 11 deprem ilinden çocukları (sınav yoluyla) kabul için program başlattığı yer almaktadır. www.darussafaka.org/haberler/depremzede-cocuklar-is-bankasinin-destegiyle-darussafakada-egitim-alacak ; https://www.darussafaka.org/haberler/depremden-etkilenen-cocuklarimizin-darussafakaya-kabul-kosullari-aciklandi
DİB, 7 Şubat 2023 Salı tarihli kamuoyu açıklamasında, “Diyanet İşleri Başkanlığı üst düzey yöneticileri, 52 il müftüsü, çok sayıda ilçe müftüsü ve başka illerden görevlendirilen 2 bin 500 Diyanet personeli ile deprem bölgesindeki vatandaşlara hizmet vermeye devam ediyor.” denilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi, çalışmalarını aralıksız sürdürüyor”, www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/34222/diyanet-isleri-baskanligi-afet-ve-acil-durum-yonetim-merkezi-calismalarini-araliksiz-surduruyor
Aynı gün TDV başkanı, “Genel Merkezimizin 30 personeli deprem bölgelerine hızlı bir şekilde intikal ederek bölgedeki çalışmalara destek veriyor ve bölgenin ihtiyaçları konusunda tespitlerde bulunuyor.” şeklinde açıklama yapmıştır. ”Türkiye Diyanet Vakfı’ndan deprem bölgelerine destekler artarak devam ediyor”, https://tdv.org/tr-TR/turkiye-diyanet-vakfindan-deprem-bolgelerine-destekler-artarak-devam-ediyor/
AFAD’ın 07.02.2023 tarihinde, Deprem Bağış Hesapları paylaştığı görülmektedir. Ayrıca, “Yardımsever vatandaşlarımız, müdahale ve iyileştirme çalışmalarına destek vermek için AFAD Başkanlığı’na taleplerini yoğun şekilde iletmektedir.” denilmektedir. www.afad.gov.tr/deprem-bagis-hesaplari-merkezicerik 8 Şubat 2023 tarihli bir haber de “AFAD Deprem Bölgesi için Öncelikli İhtiyaç Listesi Paylaştı” başlığını taşımaktadır. “AFAD Deprem Bölgesi için Öncelikli İhtiyaç Listesi Paylaştı”, https://www.iklimhaber.org/afad-deprem-bolgesi-icin-oncelikli-ihtiyac-listesi-paylasti/
Şubat tarihli bülten sayfasında, “AKUT Arama Kurtarma Derneği, 6 Şubat 2023’te sabaha karşı gerçekleşen ilk depremin ardından 45’inci dakikada Acil Durum Yönetimini İstanbul merkezde kurarak, ekiplerini hızlıca sahaya sevk etti.” denilmekte (www.akut.org.tr/ebulten/2023/subat/), başka bir sayfada ilgili rakamlar verilmektedir: “AKUT, Kahramanmaraş depremlerinde, 30 ekibi, 800’den fazlası sahada, 300’den fazlası masa başında olmak üzere 1100’den fazla gönüllüsü, 59 aracı ve 4 köpeği ile operasyonlara katıldı.” “AKUT Kahramanmaraş Depremlerinde De Görev Başındaydı”, https://www.akut.org.tr/haberler/6668/akut-kahramanmaras-depremlerinde-de-gorev-basindaydi
25.02.2023 tarihli İnegöl belediyesinin internet sayfasında, şu habere yer verilmektedir: Kahramanmaraş depreminde başarılı bir çalışma ortaya koyan İnegöl Doğal Afetler Arama Kurtarma Ekibi (İNDAK), İnegöl Belediyesi organizasyonuyla düzenlenen programda depremin acı hatıralarını İnegöllülerle paylaştı. Depreme dair uyarıların da yapıldığı programda, duygu dolu anlar yaşandı.” denilmekte, kurtarma ekibindekilerin özverileri, birlik ve beraberliğin önemi, ders çıkarmak gerektiği vurgulanmaktadır. “İndak Ekibi Depremin Acı Hatıralarını Paylaştı”, https://www.inegol.bel.tr/guncel/haberler/indak-ekibi-depremin-aci-hatiralarini-paylasti/?ai=5811
Hayata Destek Derneği, tarihli ve “Afet Bölgesinde Temiz Su ve Hijyen Hayati İhtiyaç” başlıklı sayfasında “Hatay, Şanlıurfa, Adana ve Diyarbakır’da insani yardım çalışmalarımız kapsamında bugüne kadar 100 çadır, her biri 5 bin litrelik toplam 42 su deposu, 100 seyyar tuvalet, 24 seyyar lavabo kurulumunun yanı sıra 800 adet hijyen kiti ve 500 adet aile destek kitiyle birlikte kadın ve erkekler için 2 bin 400 adet iç çamaşırı da içeren kit dağıttık.” Demekte ve “Asgari Miktarda Temel Hijyen Malzemelerine Erişebilmek Çok Önemli” olduğunu vurgulamaktadır. www.hayatadestek.org/basin-bultenleri/afet-bolgesinde-temiz-su-ve-hijyen-hayati-ihtiyac/
Kızılay’ın 06/02/2023 tarihli ve “Kızılay Depremzedelere Destek Olmak İçin Tüm Ekiplerini Seferber Etti” başlıklı sayfasında, “Vatandaşlarımızı Kan Bağışına Davet Ediyoruz” 240’tan Fazla Personel ve Yüzlerce Gönüllü Sahada, Kızılay, 75 ikram aracı ve 5 mobil mutfak TIR’ı ile depremden etkilenen illerde beslenme hizmeti vermek için görevlendirildi. Ayrıca sıcak yemek, ikramlık malzeme, çorba, sıcak/soğuk içecek ve su dağıtımına devam ediyor. denilmekte; bölgeye çadır sevkiyatı yapıldığı bildirilmektedir. www.kizilay.org.tr/Haber/KurumsalHaberDetay/7192
Tarım ve Orman Bakanlığı, deprem bölgelerindeki yardım çalışmalarını, depremin ilk saatlerinden itibaren AFAD ile koordinasyon içinde aralıksız sürdüğü bilgisini vermekte; “Çeşitli iş makineleri, çadır, yiyecek, içecek, yakacak, odun, et ve süt yardımları, barınakları zarar gören hayvanlar için 1000 hayvan çadırı gönderildi. 50 ton hayvan yemiyle birlikte 22 ton silajlık mısır gönderildi.” açıklamasını yapmaktadır. www.tarimorman.gov.tr/Haber/5727/Tarim-Ve-Orman-Bakanligi-Deprem-Bolgelerindeki-Yardim-Calismalarini-Araliksiz-Surduruyor
Toplum Gönüllüleri Vakfı da “Depremin hemen ardından Afet Platformu ile birlikte açtığımız gönüllü başvurusuna birkaç saat içerisinde “Ben de afetin izlerini silmek için gönüllüyüm” diyen 60 bine yakın kişi başvurdu.” açıklamasını yapmaktadır. “TOG (Toplum Gönüllüleri Vakfı) Afet Koordinasyon ekibi sahada!”, www.tog.org.tr/afet-calismalari
24 Şubat 2023 tarihli instagram hesabında, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (tegv) "Ülkemizde yaşanan deprem felaketinin ardından tüm imkanlarımızla yaraları sarmaya devam ediyoruz." [Yayım tarihi: 24 Şubat 2023] https://www.instagram.com/tegv/p/CpDQhxfs1og/?img_index=1
İhlas Vakfı’nın sayfasında da mütevelli heyeti başkanı Mahmut Kemal Aydın’ın da (ts.) "Deprem olduğu zaman arkadaşlarımız hemen aktivasyon aldılar. Bütün varlığımızla depremzede kardeşlerimizin yanındayız. Sahadan çekilmedik, ilk günden beri yardımlara devam ediyoruz” açıklamasında bulunduğu bildirilmektedir. www.ihlasvakfi.org.tr/ihlas-vakfi-mutevelli-heyeti-baskani-aydin-butun-varligimizla-depremzede-kardeslerimizin-yanindayiz-tr-290.html#:~:text=Depremin%20ilk%20an%C4%B1ndan%20itibaren%20depremzedelerin,B%C3%BCt%C3%BCn%20varl%C4%B1%C4%9F%C4%B1m%C4%B1zla%20depremzede%20karde%C5%9Flerimizin%20yan%C4%B1nday%C4%B1z.
Şubat 2023 tarihli faaliyet raporunda, TGTV (Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı) "Asrın Depreminde Gönüllü Teşekküllerin 20 Bin Gönüllüsü Sahadaydı", "Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı, dezenformasyonla mücadeleye destek olmak, güvenilir bilgilerin yaygınlaşmasını sağlamak için kamu kurumlarının ve güvenilir kaynakların duyurularını, üyelerinin de kendi iletişim ağında dolaşıma sokması için paylaşmıştır, denilmektedir. “TGTV Şubat 2023 tarihli faaliyet raporu”, www.tgtv.org.tr/2023-g%C3%9Cndem/asrindepremi
Yardımeli Derneği, “Kahramanmaraş Temsilcimiz ihtiyaçları tespit edilen aileleri bizzat ziyaret ederek, gıda, giyim, battaniye ve hijyen paketlerini teslim ediyorlar.” (Yardımeli Derneği - İnstagram hesabı, www.instagram.com/yardimeli/p/Co2w7PSLI98/?img_index=1) paylaşımıyla toplumun önüne, yardımseverliğe teşvik edici örnekler koymaya çalışmaktadır.
[25] Örneğin bk. Yıldız, Kadir; Tahir Turan Eroğlu, "Deprem bölgesine 15 bini aşkın din görevlisinden "manevi destek"", [yayım tarihi: 04.04.2023], www.aa.com.tr/tr/gundem/deprem-bolgesine-15-bini-askin-din-gorevlisinden-manevi-destek/2862973
[26] Kolukırık, S., & Tuna, M. (2009). “Türk Medyasında Deprem Algısı: Marmara Depremi Örneği”. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 8(28), 286-298. S. 296.
Özellikle sivil toplum kuruluşlarının en çok da dinî referansa sahip olanların, kuruluşun reklamını yapma amacına yönelik oluşu, toplum yardımları yerine ulaştırmak bir özveri olmakla birlikte, sanki yardımda bulunduk şeklinde, yardımları da kendi mülklerinden yapmış gibi bir dil kullanmaları yanlıştır. Bu noktada dışarıdan bir uyarı, niyet okuma ve haksızlık olacaktır; ancak bu kuruluşlardaki yetkililerin, inancın işsel motivasyonuyla zaman zaman nefs muhasebesi ve nefs murakabesi yapmaları da önemlidir.
[27] Nitekim, 7 Şubat 2023 tarihinde, “AHBAP Derneği başkanı Haluk Levent’in “Allah’ını kitabını, Muhammed’ini seven varsa lütfen Valilik ve AFAD onayı almadan kamyonlara eşya yüklemeyin, yollamayın. Buralar felaket, lütfen…”[27] şeklinde uyarıda bulunmuş ve “Hatta biz yeterince bağış aldık, bundan sonra kalanlar, yardım yapmak isteyenler AFAD’a yollasın.”[27] demiştir. “Haluk Levent ve AHBAP’tan deprem yardımı uyarısı!”, https://indigodergisi.com/2023/02/haluk-levent-ahbap-deprem-yardimi-uyarisi/ ; “Haluk Levent, bağışları açıkladı: Biz yeterince topladık, artık AFAD’a yollayın”, https://www.diken.com.tr/haluk-levent-bagislari-acikladi-biz-yeterince-topladik-artik-afada-yollayin/
Bu ifadelerin, zihindeki bilişsel ve duyuşsal ögelerin imbikten geçerek dışa yanması olduğuna dikkat edilmelidir. Bu ifadelerin zihinsel kodları, ülkenin nimetlerinden ve sosyo-ekonomik düzenden en çok nemalananların, yeterli bir empati ve diğerkamlık duygularından yoksun oldukları, gerçekten yardım etmek yerine bunu da ayrı bir fırsata dönüştürmek istedikleridir. Kahramanmaraş’ta bir iş adamanın halka bir şişe su bile dağıtmadığını duyduktan sonra o kimsenin bir kaynaktan su şişeleyerek büyük paralar kazandığını öğrendiğimde, şaşırdığımı da söylemeliyim. Elbette dağıtılan yardımları tespit etmenin aksine dağıtılmayan yardımları tespit etmek zordur. Bu burada sadece bir iddia olduğunu ve bunun insanlarda oluşan bir algıya işaret etiğini söylemek gerekir.
[29] İnşirâh 94/5-6.
[30] "10 Şubat 2023 - Cuma Hutbesi", https://www.diyanethaber.com.tr/10-subat-2023-cuma-hutbesi,
[31] “17 Şubat 2023 - Cuma Hutbesi”, https://www.diyanethaber.com.tr/17-subat-2023-cuma-hutbesi#_edn2
[32] Bk. www.tgtv.org.tr/2023-g%C3%9Cndem/asrindepremi
“Haluk Levent, bağışları açıkladı” [yayım tarihi: 12/02/2023.] www.diken.com.tr/haluk-levent-bagislari-acikladi-biz-yeterince-topladik-artik-afada-yollayin/
[33] “Din görevlilerimiz, deprem bölgesinde ağlayan insanımıza omuz oldular” [yayım tarihi: 13 Mart 2023], https://diyanet.tv/din-gorevlilerimiz-deprem-bolgesinde-aglayan-insanimiza-omuz-oldular
[34] Sahada görev yapan bir müftüye yaşlı bir depremzedenin “Hocam iyi ki geldiniz. Sarılıp ağlayacağım kimsem kalmadı.” sözü (“Din görevlilerimiz, deprem bölgesinde ağlayan insanımıza omuz oldular” [yayım tarihi: 13 Mart 2023], https://diyanet.tv/din-gorevlilerimiz-deprem-bolgesinde-aglayan-insanimiza-omuz-oldular) manevi desteğin ne denli önemli olduğunu ve din görevlilerinin, özellikle de manevi danışman ve rehberlerin; ayrıca sosyal hizmet uzmanlarının ihmal edilemez bir görev üstlendiklerini ortaya koymaktadır. Konuyla ilgili haberler için bk. Yıldız, Kadir; Tahir Turan Eroğlu, "Deprem bölgesine 15 bini aşkın din görevlisinden "manevi destek"", [yayım tarihi: 04.04.2023], www.aa.com.tr/tr/gundem/deprem-bolgesine-15-bini-askin-din-gorevlisinden-manevi-destek/2862973
[35] Aile bakanlığına (ASHB) bağlı Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün 23 Şubat 2023, Perşembe tarihli sayfasında “10 ili etkileyen depremin ardından afetten etkilenen vatandaşlarımıza yönelik psikososyal destek hizmeti hem bölgedeki 10 ilimiz de hem de vatandaşlarımızın tahliye edildiği 71 ilimizde yürütülmektedir.” bildirilmektedir. www.aile.gov.tr/athgm/haberler/afet-ve-acil-durumlarda-psikososyal-destek-hizmetlerinde-kullanilacak-form-ve-raporlar/ Yeşilay’ın da “12 Şubat itibariyle, Bireyle ilk görüşme sonrası psikososyal ihtiyaçları belirleniyor ve bu doğrultuda görüşmeler sağladığı belirtilmekte, “Yeşilay, depremden etkilenenler için psikososyal destek sağlamak amacıyla 258 klinik psikolog ve 125 sosyal hizmet uzmanının görev yaptığı, Yeşilay Danışmanlık Merkezi Psikososyal Destek Hattını 12 Şubat itibariyle hayata geçirdiği denilmektedir. “Yeşilay Depremden Etkilenenler İçin Psikososyal Destek Hizmeti Sağlıyor” [13.02.2023] www.yesilay.org.tr/tr/haberler/yesilay-depremden-etkilenenler-icin-psikososyal-destek-hizmeti-sagliyor
[36] Sümer, Nebi, "Afetlere karşı dayanıklı bir toplum nasıl oluruz?" [Yayım tarihi: 6.04.2024], https://sarkac.org/2024/03/afetlere-karsi-dayanikli-bir-toplum-nasil-oluruz/
[37] “Deprem felaketi 2 ayı geride bıraktı: Tekrar yaşanmaması için bilim göz ardı edilmemeli” [yayım tarihi: 07.04.2023] https://www.tema.org.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/deprem-felaketi-iki-ayi-geride-birakti-tekrar-yasanmamasi-icin-bilim-goz-ardi-edilmemeli
[38] Bk. “Deprem felaketi 2 ayı geride bıraktı: Tekrar yaşanmaması için bilim göz ardı edilmemeli” [yayım tarihi: 07.04.2023] www.tema.org.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/deprem-felaketi-iki-ayi-geride-birakti-tekrar-yasanmamasi-icin-bilim-goz-ardi-edilmemeli
Bu yalnızca İslam’da değil başka dinlerde görülen bir durumdur. Ortaçağ boyunca, bilim karşıtı dogmatik ve skolastik bir tutum sergilemiş olan kurumsal Hristiyanlığın bakışının bu bağlamda değiştiği gözlenmektedir.
Nitekim, kutsalkitap.org’nin “Deprem Gerçeği” başlıklı sayfasında Hz. İsa’nın şu sözlerine atıf yapılmaktadır:
“İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes, evini kaya üzerine kuran akıllı adama benzer. Yağmur yağar, satıcı bazar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. Bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala adama benzer. Yağmur yağar, satıcı bazar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.“(Matta 7: 24-28) “Deprem Gerçeği” [Yayımlanma tarihi: 26 January 2018], www.kutsalkitap.org/deprem-gercegi/?utm
[39] “Müslümanın afetlere bakışı nasıl olmalıdır? (Din İşleri Yüksek Kurulu 22.02.2023 - No: 22 nolu karar)”, https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1093/muslumanin-afetlere-bakisi-nasil-olmalidir
[40] “Deprem felaketi 2 ayı geride bıraktı: Tekrar yaşanmaması için bilim göz ardı edilmemeli” [yayım tarihi: 07.04.2023] https://www.tema.org.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/deprem-felaketi-iki-ayi-geride-birakti-tekrar-yasanmamasi-icin-bilim-goz-ardi-edilmemeli
[41] “Müslümanın afetlere bakışı nasıl olmalıdır? (Din İşleri Yüksek Kurulu 22.02.2023 - No: 22 nolu karar)”, https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1093/muslumanin-afetlere-bakisi-nasil-olmalidir
[42] “Müslümanın afetlere bakışı nasıl olmalıdır? (Din İşleri Yüksek Kurulu 22.02.2023 - No: 22 nolu karar)”, https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1093/muslumanin-afetlere-bakisi-nasil-olmalidir



